İşlediğiniz bir suç yüzünden şikayet ediliyorsunuz. Mahkeme, kendinizi savunabilmeniz için sizi mahkemeye davet ediyor. Günü gelince mahkemeye katılıyorsunuz. Karşınızda bir hakim yerine, büyük ekrandan sizinle iletişim kuran bir yapay zeka görüyorsunuz. Nasıl hissedersiniz ? Kanun ve kurallar zaten belliyken, karşınızda bir insan olması daha mı işlevsel ? Peki bu yapay zekanın verdiği kararlara ne kadar güvenirdiniz? Tüh, takım elbise giymek suçunuzu hafifletmeyecek gibi artık. En azından hukuk alanında kullanılması için geliştirilen yapay zekaya, moda zevki öğretilene kadar.
Bu senaryo anlamsız veya bilim kurgu gibi gelebilir. Ama çok uzak bir gelecekten bahsetmiyoruz. Gerçekleşmesi gayet muhtemel ve yanında avantajlar kadar, sorunlarda getireceği kesin.
İlk Yapay Zeka Fikri

Yapay zeka fikrinin atası sayılacak ilk düşünce 1308 yılında Katalan yazar ve felsefeci Ramon Llull tarafından ortaya atılmıştır. Kavramların kombinasyonlarını kullanarak yeni bir bilgi türünün ortaya çıkmasından bahsederek, yapay zekaya bolca atıfda bulunmuştur. Yapay zekanın o yıllardan günümüze kadar olan macerasında oldukça büyük ve köklü gelişmeler yaşandı. Teknolojinin de gelişimi ile birlikte birçok ürün, aktif bir şekilde çoğu alanda kullanılmaya başlandı. Bunlardan biri olan yapay zekaların, günümüzdeki çoğu alanda kullanılması hem insan yükünü azaltmakta hem de sorunları daha hızlı çözmekte devrim olarak görülüyor.
Yapay Zekayı, Hukuk Sisteminde Kullanma Fikri

Gottfried Wilhelm Leibniz, 1646-1716 yılları arasında yaşamış olan bir hukukçu. Daha doğrusu hukuk eğitimi almış olan, matematik ve felsefe tarihinde çok önemli başarılara imza atan bir dahi. Leibniz, dört işlemi yapabilen bir makine yapmıştır. O dönem için devrim niteliğinde olan bu makineyi ürettikten sonra insanlara ” En basit kişinin bile makine kullanarak kesinlikle yapabileceği hesaplar için, mükemmel insanların saatlerce köleler gibi uğraşmasına değmez! ” diyor. Ortaya çıkardığı bu hesap makinesinden sonra, neden diğer işler içinde makineleri kullanmayalım diye düşünmüş. Ve ardından yapay zekanın hukuk alanında kullanılabileceğini özetler niteliğinde şu sözleri söylemiş; “Muhakemelerimizi düzeltmenin tek yolu, onları matematikçilerinkiler kadar elle tutulur hale getirmektir, öyle ki hatamızı bir bakışta bulabilelim ve kişiler arasında anlaşmazlıklar olduğunda hemencecik ‘Hesaplayalım, kimin haklı olduğunu görelim’ diyebilelim.“
Yapay Zeka, Elektronik Bir Kişilik Sayılabilir mi ?
Avrupa birliği çatısı altındaki euRobotics adlı grubun 2012 de yayınladığı rapora göre; yapay zekaların hukuk alanında “elektronik kişilik” niteliğiyle bulunması fikri öne sürülmüştür. Aslında bu görüş Roma dönemindeki kölelere benziyor diyebiliriz. O dönemde kölelerin hak ehliyeti bulunmuyordu. Dahası hukuk kurallarından da faydalanamıyorlardı. Eşya veya borç ile ilgili konularda bir mal olarak kabul ediliyorlardı. Hukuk ile ilgili konularda bir şahıs olarak kabul edilmeseler de, akıl ve iradeleri bulunduğu için adalete yardımcı olabilecekleri zaman, şahitlikleri kullanılabiliyordu. euRobotics raporu da bu tarz bir görüş ile yapay zekalara kısmen bir şahıs giydirmesi yapıyor.
Hukuk Nedir ve Bizim İçin Neden Önemli ?
Hukuk, hayatın her alanında bir şekilde yer alır. Günlük hayatımızda yaşanan her değişiklik, beraberinde kendine has sorunlar ve çözümler getirirken hukuka ihtiyaç duyarız. İşte bu yüzden sosyal yaşamı, yasaları kullanarak koruma altına alan bir hukuk sistemi kullanırız. Çünkü Hoimar Von Ditfurth‘un dediği gibi ” İnsan, ahlaklı olmayı düşünebilecek kadar evrimleşmiş ama henüz tümüyle ahlaklı olmayı becerecek kadar evrim geçirmemiştir.“
Yapay Zekayı Hukuk Alanında Kullanan Projeler
İngiltere’de AİHM kararları ile yapılan bir çalışmada, yapay zekanın verdiği her beş karardan dördünün, mahkeme kararıyla örtüştüğü görülmüştür. Günümüzde hukuk alanında kullanılması için geliştirilen bir çok yazılım zaten mevcut. Örneğin bunlardan birisi hukuki analiz yapan bir yazılım. Yazılıma dilekçeyi ve şikayeti aktardığınızda, hakimin vereceği kararların, hangi kanunlara dayanarak verileceğini önceden belirtebiliyor. Örneğin kredi kartını kullandığınız bankanın, sizden çok fazla yıllık aidat ücreti aldığını düşünerek şikayet dilekçesi hazırlıyorsunuz. Yazılım, bu konuyla ilgili kanun maddelerini ve örnek teşkil eden davaları otomatik olarak bulup size sunuyor. Bu şekilde hızlandırıcı bir araç olarak kullanılması gayet masum ve pratik.
Çin‘in başkenti Pekin‘de çevrim içi şekilde hizmet verecek bir mahkeme sistemi kuruldu. Bu mahkeme gerçek bir hakim gibi görünmesi için sanal ses ve görüntü kullanıyor. “AI Judge” ismi verilen yapak zeka hakim, sürekli tekrarlanan ve zaten basit kararlar vermesi gereken davalar için üretilmiş. Böylece hem hızlı hem doğru kararlar verilmesi sağlanmış durumda. 2019 yılında, gerçek hakim, savcı ve avukat heyeti bir araya geldi. Yapay zekanın davada karar verirken kullandığı delil ve kanun maddelerini belirtmesi istendi. Sonuçlar şaşırtıcı derecede kusursuzdu.
Yine İngiltere‘de hazırlanan bir yapay zeka. Bu sefer avukat görevinde karşımıza çıkıyor. İngiltere park cezalarına çok dikkat eden bir ülke. Bu yüzden bir sürü vatandaş park cezalarından mağdur. Joshua Browder bu duruma dur demek için The World’s First Robot Lawyer (Dünyanın İlk Robot Avukatı) yazılımını geliştirdi. Aslında bir ChatBot (Sohbet Botu) olarak çalışan yazılım, insanların park cezalarına itiraz etmeleri durumunda başarı oranını hesaplıyor. Bu sistemi kullanan insanların yaklaşık %60’ı yaptıkları itirazlar sonucunda haklı bulunarak davalarını kazandı.
Yapay Zeka ve Sorumluluk
Eğer yapay zeka hata yaparsa sorumluluk kime ait olacak ? Yazılımcıya mı ? Kullanıcı olan mahkemeye mi ? Eskiden kural sistemli otonom yazılımlar çok popülerdi. Yani bir yazılıma böyle olursa şöyle yap, şöyle olursa böyle yap diye kurallar veriyordunuz ve otonom yazılım buna göre hareket ediyordu. Bu tarz yazılımlarda, yazılımdan kaynaklı hatalı karar verme diye bir şeyden söz edilemez. Çünkü ya yazılım yaparken yanlış veya eksik kodlanmıştır yada otonom yazılıma yanlış bilgiler verilmiştir. Ama şuan günümüzde artık çoğu yazılım kendi kendine öğrenebilme yeteneğine kavuşuyor. Bu yüzden yapay zeka alanında çok hızlı yol alınabiliyor. Milyonlarca davayı analiz eden bir yapay zeka düşünün. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte kullandığımız aletler veya bu aletlerden dolayı sosyal çevremizde bir sorun yaşandı ve mahkemeye şikayette bulundunuz. Yapay zekanın emsal niteliğinde bir karar vermesi gerektiğinde, nereden çıkarım yapacağını öngörebilir miyiz? Daha önce yaşanmamış bir olay ve kanunlarda belirtilmeyen bir durumla karşı karşıya kaldığımızda, yapay zeka nasıl bir karar verecek?
Yapay Zekadan Korkmak Mantıklı mı?

2003 yılında Nick Bostrom, düşünce deneyi olması için ortaya bir senaryo atar. Bu senaryoya göre AtaşX adında hayali bir şirketimiz var. Bu şirket, ataş üretimini arttırmak için bir süper yapay zeka üretir ve üretim bölümünün başına getirir. Evet hani şu kağıtları bir arada tutmak için kullandığımız küçük metal parçaları. Süper yapay zeka, yalnızca ataş üretimini daha hızlı ve daha çok yapması için kodlanmıştır. Üretim verimliliğinin daha çok artmasını isteyen AtaşX, süper yapay zekaya daha çok üretim yapılmasını istediklerini belirtir. Tek bir görev için üretilen süper yapay zekamız bazı analizler yapar ve şu sonuca varır. Dünya üzerindeki canlılar onun bu görevi yapması için birer engel teşkil ediyordur. Bu yüzden bağlı olduğu interneti kullanarak diğer yapay zekalarla iletişime geçerek onları manipüle eder ve canlıları yok etmeye başlar. Suları zehirler ve havayı artık nefes alınmaz hale getirirler.
Frigya Kralı Midas Efsanesi

Bu senaryo bize Kral Midas‘ı hatırlatır. Günlerden bir gün Şarap Tanrısı olarak bilinen Dionisos, Midas‘ın gül bahçesinde sızıp kalmıştır. Midas onu görmüş ve günlerce süren ziyafetler verip onu mutlu etmiş. Bu konukseverlik karşısında Dionisos, krala bir dileğini gerçekleştirmek istediğini söyler. Kral Midas, daha fazla zengin olmak için ” Dokunduğum her şeyin altın olmasını diliyorum.” demiş. Fakat kısa zaman sonra çiçek bahçesindeki güllerden, içtiği içeceklere, yediği yemeklerden, güzel kızına kadar dokunduğu her şey altın olunca, bunun bir lanet olduğunu fark etmiş.
Ürettiğimiz yapay zekalardan beklentilerimizi ve gerekli önlemleri çok önceden hesaplamak zorundayız. Çünkü çoklu alanlarda başarı sağlayan gerçek bir yapay zeka için hiçbir sınır yoktur. İdeal tanımımızda, insani değerleri gözeten ve insanların hassasiyeti bulunan bütün kavramları hesaba katan bir yapay zeka bulunuyor. Modern bilimden beklentilerimiz çok fazla. Gelecekte bizi neler bekliyor kim bilir?
Siz ne düşüyorsunuz ? Şuan ki hukuk sistemi yeteri kadar sağlıklı çalışıyor mu ? Bir hakim yerine yapay zeka kullanmak mümkün mü ? Yorumlarınızı ve görüşlerinizi paylaşmaktan çekinmeyin.
Kaynak :
Yapay Zekanın Tarihçesi ve Gelişim Süreci
Robotlar, Yapay Zeka ve Ceza Hukuku
Gottfried Leibniz Kimdir?
Hukuk ve Tarihçesi
Kral Midas Efsanesi
Yazıyı beğendim. Umarım yapay zeka hukuk sistemine el atar. Şuan ki adalet sisteminden daha kötü olacağını sanmıyorum.